Nisan yağmurları olarak bilinen yağmurlar, halk arasında çok değerlidir. 13 Nisan’da başlayan bu yağmurların bolluk, bereket ve şifa getirdiğine inanılır, o kadar ki ölüm döşeğindeki hastaların ağzına dahi damlatılır. Rûmî takvime göre nisan ayında yağan yağmurlara verilen isimdir nisan yağmuru. Rûmî takvimle mîlâdî takvim arasında 13 gün fark olduğu için, milâdî 13 Nisan'da başlayıp 12 Mayıs'ta sona erer. Nisan ayı halk arasında "yağmur ayı" olarak da nitelendirilir.
Fuzuli diyor ki
Biri ağlamayınca biri gülmez âdet-i cârî,
Zemînin rûyi gülmez ebr-i nîsân olmasa giryân
Fuzûlî dehrden kâm almak olmaz olmadan giryân,
Sadef su almayınca ebr-i nîsandan güher vermez.
Yani "biri ağlamayınca, biri gülmez. (Nitekim) nisan bulutları ağlamasa, yeryüzü (bahar bereketi yaşayıp da) gülemez." Ey Fuzülî, ağlamadan dünyada bir isteği elde etmek mümkün değildir. Nitekim sadef nisan bulutundan su almayınca inci vermez.
Nisan, tabiatın yeniden canlanması, yeniden doğuşu, çiçeklerin açma, çimenlerin yeşerme zamanı. Meyve ağaçları bu ayda çiçeklenir, birçok sebzenin fidesi de nisanda yetişmiş olur. Tarımda verim, önemli ölçüde nisan yağmurlarına bağlıdır. Fuzulinin şiirinde de "ebr-i nisan" (nisan bulutu) mecâzî mânâda bolluk ve bereketi anlatır. Nisan yağmurları, bizim sosyal ve kültürel zenginliklerimizde de önemli yer tutar. Mesela Mevlevîler nisan yağmurlarını toplar daha sonra da dergâhta toplanıp üzerine duâlar okur, okunan bu nisan yağmuru suları dergâhın zemzemi olarak dağıtılırdı. Mineral yönünden oldukça zengin olan nisan yağmurları "nisan taşı" denen kaplarda toplanırdı. Nisan taşına Hz. Mevlânâ'nın sarığının ucu batırıldığı için "destar suyu" da denirdi.
Eski kaynaklarda göre, çiftçilerin tohum olarak kullandıkları buğday ve arpaların bereket olsun diye nisan tasına konduğu, ekim zamanında da buradan tohumların alınıp diğer tohumların arasına konarak ekilir. Halk nezdinde nisan yağmurlarının üç olağanüstü gücü olduğuna inanılır: Bereket, şifâ, uğur. Anadolu'da nisan yağmuru ile ilgili bazı inanışlar şöyle:
Bugünlerde yağan bereketli Nisan yağmurları, vücuda zindelik ve enerji kazandırıyor. Çünkü içinde “kullanılabilir demir” var. Kış boyunca en alt seviyeye inen vücudun demir miktarını en doğal yoldan geri kazanabilirsiniz: Yağmur gördüğünüzde dışarı çıkıp bol bol ıslanın!. Nisan yağmurları yağarken etrafınıza dikkatle, fark etmek için bakın. Yaprakların boyutlarını, renklerini, tomurcukları hafızanıza kaydedin. Hatta mümkünse hafta başında, kanınızdaki demiri ölçtürün; ıslana ıslana dolaştıktan sonra kanınızdaki demiri tekrar ölçtürün. Böyle tavsiye ediyor uzmanlar.
Nisan yağmurlarında kullanılabilir sevgi var, hissedilebilir şefkat var ve hoşgörü var. Üstelik yağmurlar mayısta da yağacak, martta da yağıyordu. Nisanda da sevgi yağmurları yağıyor yine, her yerde. Peki biz, biz, nerdeyiz?
Bu yağmurların altında mıyız? Etrafımıza biraz daha dikkatle bakıyor muyuz; bitkilerin rengini, yaprakların boyunu ve tomurcukları görebilecek kadar?.. Yağmurlar yağarken kaplarımızı doldurmak geliyor mu aklımıza, tekrar yıkanmak için?.. Yaşlılarımızın da bundan mahrum kalmamasına çaba gösteriyor; suyu, elimizle onların da ellerine, yüzlerine, saçlarına sürüyor muyuz?.. Aynı sudan hayvanlarımıza bile içirmeyi düşünüyor muyuz?.. Fark ediyor muyuz gerçekten; nisan yağmurları yağıyor… Ve sevgi yağmurları yağıyor;
Yağan Nisan yağmurlarının bolluk ve bereketin, sağlık ve huzurun habercisi olması ümidiyle ömrünüz hep bahar olsun.